Günümüz teknolojisi sayesinde hayatımız birçok açıdan kolaylaştı. Özellikle yön bulma konusunda bizlere büyük destek sunan navigasyon cihazları, yeni bir şehri gezmekten, iş toplantısına zamanında yetişmeye kadar pek çok durumda kurtarıcı rol oynuyor. Ancak bu kolaylık, uzmanlara göre, beynin yön bulma kapasitesini pasifleştirebilir. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Uzman Ergoterapist Ebru Şirin Kefal, navigasyon sistemlerinin sürekli kullanımının beyin üzerindeki etkilerine dair çarpıcı bilgiler paylaştı. Navigasyon Cihazları Beyin Tembelliğine Yol Açıyor mu?
Beynimiz Zaten Bir Navigasyon Cihazı Gibi Çalışıyor
İnsan beyni, çevresini otomatik olarak haritalayan gelişmiş bir mekanizmaya sahip. Bu sayede insanlar yolları öğreniyor, konumlarını zihinsel olarak kaydediyor ve gerektiğinde yönlerini bulabiliyorlar. Yapılan beyin görüntüleme çalışmaları da bu yeteneği doğrular nitelikte. fMRI ve PET taramaları, yön bulma sırasında özellikle hipokampus ve retrosplenial alan (RSA) gibi bölgelerin aktif rol aldığını gösteriyor.
Uzman Ergoterapist Kefal’e göre bu bölgeler, çevresel ipuçlarını değerlendirerek içsel bir harita oluşturuyor. Nobel ödüllü araştırmalarla da desteklenen bu görüş, “grid hücreleri” olarak adlandırılan yapılar sayesinde, bireylerin kendi konumlarını çevreyle ilişkili olarak analiz ettiklerini ve belleğe kaydettiklerini öne sürüyor.
Sürekli Navigasyon Kullanmak Mekânsal Hafızayı Zayıflatabilir
Her ne kadar navigasyon sistemleri hayat kurtarıcı gibi görünse de, uzun süreli kullanımları beyin fonksiyonlarında bazı değişimlere yol açabiliyor. Ebru Şirin Kefal, bireylerin yön bulma konusunda cihazlara aşırı bağımlı hale gelmesinin, onların kendi içsel haritalarını geliştirme becerisini köreltebileceğini vurguluyor. Bu da özellikle hipokampusta aktivite azalmasına ve gri madde hacminde düşüşlere neden olabiliyor.
Navigasyon sistemlerini kullanan kişilerin çevreyle olan bağlarının zayıfladığı, detayları kaçırmaya daha yatkın hale geldikleri ve bu nedenle dış dünyaya karşı daha pasif bir tutum sergileyebildikleri gözlemleniyor. Bu durum yalnızca bireyin yön bulma yetisini değil, genel bilişsel kapasitesini de olumsuz etkileyebiliyor.
Yine de Navigasyonun Avantajları Göz Ardı Edilmemeli
Navigasyon sistemlerinin zararlarına dikkat çekilse de, avantajları da yadsınamaz. Özellikle karmaşık şehir yapılarında kaybolma riskini azaltmaları, acil durumlara hızlı yanıt verilmesini sağlamaları ve stres seviyesini düşürmeleri gibi önemli faydalar sunuyorlar. Uzmanlar, özellikle yabancı bir ortamda kaybolma korkusunu ortadan kaldırdığı için bu cihazların bir güven hissi oluşturduğunu belirtiyor.
Kefal, “Navigasyon cihazları sayesinde kişiler daha rahat, kontrollü ve güvende hissedebilir. Bu da özellikle trafik yoğunluğu ve zaman yönetimi gibi stres kaynaklarının azaltılmasına yardımcı olur” diyor.
Denge Şart: Navigasyonu Akıllı Kullanın
Navigasyon cihazlarını tamamen bırakmak elbette mantıklı değil; ancak dengeyi sağlamak önemli. Uzmanlar, zaman zaman yön bulma yetisini doğal yollarla kullanmanın, örneğin yeni bir yeri harita kullanmadan keşfetmenin, beynin mekânsal hafızasını güçlendireceğini söylüyor. Bu, hem zihinsel esnekliği artırır hem de uzun vadede bilişsel kapasitenin korunmasına katkı sağlar.
Kısacası, navigasyon cihazları hayatımızda önemli bir yere sahip ancak bu teknolojilere tamamen teslim olmadan, beynimizin doğal potansiyelini korumak için farkındalıkla hareket etmekte fayda var.
Kaynak: eshaber.net
Bir Cevap Yaz